Cuma, Şubat 03, 2006

Laik Devlet - Boynuz kulağı geçti mi ? (Ö.Güzel'den )


Bir öğrenci misali Avrupa ve Amerika'nın rahlei tedrisinde öğrenmeye çalışıyoruz laikliği ve ifade özgürlüğünü.Şüphesiz ki bu kavramları öğrenmemiz ve uygulamamız gerek. Ama bize bunları öğretmek için seçtiklerimizi, dizlerinin dibinden ayrılmadıklarımızı hiç mi sorgulamayacağız?

Amerika güne dua okuyan bir başkanla başlıyor. Oval ofiste yapılan toplantıları yarıda kesen, dizlerinin üzerine çömelip duaya başlayan bir başkanları var. Demokrasi getirmek için girdiği Irak'ta Hristiyan misyonerliğine soyunan, sistematik olarak kilise açan Amerikan başkanı Çin'e gittiğinde ilk işi protestan bir kiliseyi ziyaret etmek. Bunun gibi, Avrupadan Türkiye'ye gelen başkanların çoğunun ilk adresi Fener Rum Patriği.

Şaşırtıcı gelebilir belki ama koyu katolik Avrupa din ve devletin ayrılmasını yeni yeni tartışmaya başlıyor. Norveç' de kiliseler yaklaşık 500 yıldır devlet tarafından yönetiliyor ve Norveçli bakanların yarısı kilise üyesi olmak zorunda. İsveç' te ise kilisenin devletten ayrılması beş yıl önce gerçekleşti. Danimarka' nın yayınladığı karikatürün arkasında da katolik yapılanma yatmakta. İtalya' da mahkeme salonunun duvarına haç konulmasını reddeden yargıç işten atılıyor. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü var diye Hz. Muhammed'i konu alan karikatürün yayınlanmasına izin veren Fransa, Vatikan'ı eleştiren tarihçiyi mahkum ediyor.

İfade özgürlüğü düşündüğünü kimseden korkmadan, çekinmeden söyleyebilmek. İfade özgürlüğü başkalarının kutsal saydığı değerlerle alay etmek onları küçümsemek değil.

Her ne kadar yeni tanıştığımız kavramlar olsa da bunları hocalarımızdan daha mı iyi sindirdik acaba? Galiba boynuz kulağı geçti.

Yazı: Ö.Güzel

1 Comments:

Anonymous Adsız said...

Avrupa'da laikliği anayasal destekle yaşayan sadece 2 ülke varmış . Fransa ve Türkiye . Şimdi buradan hiç düşünmeden Atatürk'ü birkere daha tarifsiz biçimde saygıyla anıyorum . Ö.Güzel'in yazısın bana yaptığı çağrışıma gelince ; Avrupa bugün geçmişindeki o aydınlanma süreceine yatıp kalkıp şükretmeli ve o aydınlanma devremini sanayi devrimini , din devrimini gerçekleştirenleri tanırının önüne almalı . Tüm bunlar sayesinde uzun ve hakederek ulaştıkları bugün bir zaafiyetleri gizli ama bakışa göre çok açık ortada oda din ! Eğer Avrupa bugün ekonomik anlamda üçüncü dünya ülkeleri konumunda biryer olsa din ve milliyetçilik savaşlarından başını kaşıyacak hali olmazdı, ki bunu kısmende yakın tarihte yaşamıştır . Yine bir kişisel düşünce olarak yakın bir gelecektede yine din ve özellikle milliyetçilik başlığı altında ekonomik gerekçelerinde önemli katkısıyla sıkıntılar yaşayacağını düşünüyorum . Umarım problemsiz ve savaşssız bir dünya olur ve hep yanılrız ama görünen köy de klavuz istemiyor . Son bir not da ülkemizde ki sahte entellektüellere ve aydınlara , Avrupa sevdası ile kendimize ait , bize ait değerleri kıyaslarken biraz daha dikkatli değerlendirmeler yapsınlar .

Konu uzun ve çetrefilli ve benim canım sigara çekti ...

Kalın sağlıcakla , katlıların için de teşekkürler , Ö.Güzel kardeşim .

2:57 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home