Unutulmayanlar - Can Bartu
Kaynak Kişi : Erol Evirgen ( Byfuss'un babası oluyor kendileri , saygılarımı sunarım .)
Erol amaca anlatmaya devam ederse bu gerçek hikayelerin devamını getirmek istiyorum.
Derleyen Yazan : Ben
İntikam
- 1966 Dünya Kupası elemelerinde aynı gurupta yer alan iki takım Türkiye ve Portekiz Ankara'da karşı karşıya gelecekler . Portekiz Milli Takımında futbol efsanelerinden Eusebio da yer alıyor . Yine takımın 10 numarası ve kaptanı Coluna çok çok teknik ve iyi bir futbolcu ... Türk Milli takımı'da en güçlü kadrolarından birine sahip . Bu maç için Ankara'da yer yerinden oynuyor , stadyumun kapıları saatler öncesinden kapanıyor , mahşeri bir kalabalık ve çoşku ile maç başlıyor . Türk Milli takımıda bu dönem için güçlü ve önemli kadrolardan birine sahip , bu maç için Can Bartu Lazio'dan Metin Oktay Palermo'dan ( Almanya'dan gelen Bir oyuncu daha vardı ? Shutturtgart da öynayan Özcan olabilir ) geliyorlar. Maç çekişme içinde devam ediyor, bir serbest vuruş kazanıyor Portekiz topun gerisine efsane Eusebio geçiyor tüm gözler sahaya odaklandığı halde topun gol olduğunu ancak ağlara dolandığında anlayabiliyoruz , işte öylesine süratle vurulun bir top . Maç son derece çekişmeli geçiyor . Bir ara Portekizin 10 Numarası ve kaptanı ortasahanın beyni Coluna ( ki son derece teknik ve yetenekli bir oyuncu ) bizim ortasahada karşılıklı oynadığı GS'li ( isim daha sonra yazılacak ) oyuncuya bir çalım atıp topu bacak arasında geçiriyor, bununla da yetinmeyip dönüp aynı haraketi birkez daha yapıyor ve oyuncu çaresizce ve büyük bir üzüntü ile olduğu yerinde kalakalıyor . Bu bir futbolcu için nedense herzaman küçük düşürücü bir hareket olarak algılanır . Arkadaşının bu üzüntüsünü ve çaresizliğini farkeden Can Bartu maç oynanırken bir yandandan ... arkadaşına işaretlerle yerlerinin değişmelerini isteyen haraket yapar ve Can Bartu ilerleyen dakikalarda Coluna'nın karşısındadır , maç tüm hızıyla devam etmektedir ve nihayet top Can Bartu'nun ayağındadır ve Coluna'da karşısındadır , Can Bartu topu Coluna^nın bacakarasından bir geçirir , yetmez tekrar döner karşısına alır birdaha haraketini yapar buda yetmez tam 3. defa aynı oyuncuya bacak arası haraketini yapar . Tirübünler yıkılır , oyuncu mutludur ... Maçın ilerleyen dakikalarında Türkiye Eusebio'nun gol bulduğu noktandan serbest vuruş kazanır topun başında Can Bartu vardır . Vuruşu yapar, top süzülerek kaleye doğru gider , gider ,gider ve büyük bir şanssızlık, direğe çarpar ve gol olmaz . 1966 Dünya kupasında bu Portekiz kupaya damgasını vuracak 3. olacak , Eusebio 9 golle turnuvanın gol krallığını alacaktır . Bu maç Ankara'da 1-0 ile Portekiz'in olacaktır . Ama Can Bartu belleğimize unutulmaz anılar kazıyacaktır...
Ronaldinho da kimmiş ?
-1950'li yıllar . O yıllarda nedendir bilimez FB her yıl hazırlık maçı yapmak için mutlaka Adana'ya gelirdi . Yine öyle sıcak bir gün , soyunma odaları okadar sıcak ki takımlar taktikleri bile saha kenarında alıyorlar hocalarından , Teknik direktör Molnar toplanmış takıma yapmaları gerekenleri anlatıyor , Takımda Lefter gibi bir efsanede var , bu arada Molnar konuşurken takımdan bir çocuk topu alıp yanlarından ayrılıp bir kaleye doğru yöneliyor ceza sahası çizgisi üzerine topu koyuyor bütün tirübünler gayri ihtiyarı " ne yapıyor bu adam , ya da ne yapacak diye bakıyorlar " Molnar biryandan anlatmaya devam ediyor .... Adam topu ceza sahası çizgisi üzerine koyuyor geriliyor ve topa vuruyor top gidip üst direğe vurup dönüyor adam dönen topu gögsüyle istop ediyor ve vole ile topu ağlara gönderiyor , şaşkın bakışlar arasında topu alıp aynı yere yeniden dikiyor gelip yeniden vuruyor top yeniden üst direkte patlayıp geri geliyor ve gelen top göğüste istop edilip voleyle ağlara gönderiliyor , tirübünlerde bir yanda büyük bir uğultu ve şaşkınık , birkısım taraftar " şans, tesadüf diye yarım ağızla konuşuyor " ... Adam yavaşça topu alıyor birkez daha çizgi üzerine koyuyor yine gelip vuruyor top yine aynı yerden direkte patlıyor dönen top yine göğüs istobu ile durdurulup vole ile ağlara gönderiliyor .... Tirübünler kopuyor , çılgınca bir alkış . Bu adam o yıllarda basketbol oynarken Fikret Arıcan'ın teşvikiyle fotbol sahalarına Fenerbahçe'ye ve türk futboluna kazandırılmış benim için gelmiş geçmiş en büyük Türk futbolcusu CAN BARTU'dur ...
( İstanbulspor maçında kale direklerinden birinin 5cm. kısa olduğunu firikik çalışırken tespit edebilen efsane adam Pier Van Hooijdonk'u da saygıyla anarken ...)
NOT: fotoğrafta Metin Oktay'ın jubilesinde , Can Bartu GS, Metin Oktay FB forması ile . Metin Oktay'ı da saygıyla anıyoruz .
Erol amaca anlatmaya devam ederse bu gerçek hikayelerin devamını getirmek istiyorum.
Derleyen Yazan : Ben
İntikam
- 1966 Dünya Kupası elemelerinde aynı gurupta yer alan iki takım Türkiye ve Portekiz Ankara'da karşı karşıya gelecekler . Portekiz Milli Takımında futbol efsanelerinden Eusebio da yer alıyor . Yine takımın 10 numarası ve kaptanı Coluna çok çok teknik ve iyi bir futbolcu ... Türk Milli takımı'da en güçlü kadrolarından birine sahip . Bu maç için Ankara'da yer yerinden oynuyor , stadyumun kapıları saatler öncesinden kapanıyor , mahşeri bir kalabalık ve çoşku ile maç başlıyor . Türk Milli takımıda bu dönem için güçlü ve önemli kadrolardan birine sahip , bu maç için Can Bartu Lazio'dan Metin Oktay Palermo'dan ( Almanya'dan gelen Bir oyuncu daha vardı ? Shutturtgart da öynayan Özcan olabilir ) geliyorlar. Maç çekişme içinde devam ediyor, bir serbest vuruş kazanıyor Portekiz topun gerisine efsane Eusebio geçiyor tüm gözler sahaya odaklandığı halde topun gol olduğunu ancak ağlara dolandığında anlayabiliyoruz , işte öylesine süratle vurulun bir top . Maç son derece çekişmeli geçiyor . Bir ara Portekizin 10 Numarası ve kaptanı ortasahanın beyni Coluna ( ki son derece teknik ve yetenekli bir oyuncu ) bizim ortasahada karşılıklı oynadığı GS'li ( isim daha sonra yazılacak ) oyuncuya bir çalım atıp topu bacak arasında geçiriyor, bununla da yetinmeyip dönüp aynı haraketi birkez daha yapıyor ve oyuncu çaresizce ve büyük bir üzüntü ile olduğu yerinde kalakalıyor . Bu bir futbolcu için nedense herzaman küçük düşürücü bir hareket olarak algılanır . Arkadaşının bu üzüntüsünü ve çaresizliğini farkeden Can Bartu maç oynanırken bir yandandan ... arkadaşına işaretlerle yerlerinin değişmelerini isteyen haraket yapar ve Can Bartu ilerleyen dakikalarda Coluna'nın karşısındadır , maç tüm hızıyla devam etmektedir ve nihayet top Can Bartu'nun ayağındadır ve Coluna'da karşısındadır , Can Bartu topu Coluna^nın bacakarasından bir geçirir , yetmez tekrar döner karşısına alır birdaha haraketini yapar buda yetmez tam 3. defa aynı oyuncuya bacak arası haraketini yapar . Tirübünler yıkılır , oyuncu mutludur ... Maçın ilerleyen dakikalarında Türkiye Eusebio'nun gol bulduğu noktandan serbest vuruş kazanır topun başında Can Bartu vardır . Vuruşu yapar, top süzülerek kaleye doğru gider , gider ,gider ve büyük bir şanssızlık, direğe çarpar ve gol olmaz . 1966 Dünya kupasında bu Portekiz kupaya damgasını vuracak 3. olacak , Eusebio 9 golle turnuvanın gol krallığını alacaktır . Bu maç Ankara'da 1-0 ile Portekiz'in olacaktır . Ama Can Bartu belleğimize unutulmaz anılar kazıyacaktır...
Ronaldinho da kimmiş ?
-1950'li yıllar . O yıllarda nedendir bilimez FB her yıl hazırlık maçı yapmak için mutlaka Adana'ya gelirdi . Yine öyle sıcak bir gün , soyunma odaları okadar sıcak ki takımlar taktikleri bile saha kenarında alıyorlar hocalarından , Teknik direktör Molnar toplanmış takıma yapmaları gerekenleri anlatıyor , Takımda Lefter gibi bir efsanede var , bu arada Molnar konuşurken takımdan bir çocuk topu alıp yanlarından ayrılıp bir kaleye doğru yöneliyor ceza sahası çizgisi üzerine topu koyuyor bütün tirübünler gayri ihtiyarı " ne yapıyor bu adam , ya da ne yapacak diye bakıyorlar " Molnar biryandan anlatmaya devam ediyor .... Adam topu ceza sahası çizgisi üzerine koyuyor geriliyor ve topa vuruyor top gidip üst direğe vurup dönüyor adam dönen topu gögsüyle istop ediyor ve vole ile topu ağlara gönderiyor , şaşkın bakışlar arasında topu alıp aynı yere yeniden dikiyor gelip yeniden vuruyor top yeniden üst direkte patlayıp geri geliyor ve gelen top göğüste istop edilip voleyle ağlara gönderiliyor , tirübünlerde bir yanda büyük bir uğultu ve şaşkınık , birkısım taraftar " şans, tesadüf diye yarım ağızla konuşuyor " ... Adam yavaşça topu alıyor birkez daha çizgi üzerine koyuyor yine gelip vuruyor top yine aynı yerden direkte patlıyor dönen top yine göğüs istobu ile durdurulup vole ile ağlara gönderiliyor .... Tirübünler kopuyor , çılgınca bir alkış . Bu adam o yıllarda basketbol oynarken Fikret Arıcan'ın teşvikiyle fotbol sahalarına Fenerbahçe'ye ve türk futboluna kazandırılmış benim için gelmiş geçmiş en büyük Türk futbolcusu CAN BARTU'dur ...
( İstanbulspor maçında kale direklerinden birinin 5cm. kısa olduğunu firikik çalışırken tespit edebilen efsane adam Pier Van Hooijdonk'u da saygıyla anarken ...)
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home