Perşembe, Kasım 30, 2006

Ben bir magandayım ! "Türkiye laiktir , laik kalacak !"

Kim Maganda ?
Önce başbakan , ardından Hükümet sözcüsü , halkın kendileri ve ülkedeki son gelişmelerle ilgili kaygılarını yansıtan protestosu niteliğindeki " Laikiz , laik kalacağız" haykırışlarına tarihi nitelikli(!) tepkiler gösterdiler . İlki olayı futbol taraftarı jargonuna atfen yorumladı ki , futbol taraftarlığını küçümser bir yaklaşımdı , ilgili başbakan güya eski futbolcu ve de futbolu sevendi(!). Sözcü daha da abartıp laikliğe sahip çıkanları " MAGANDA" ilan etti . Doğrusu bu tespite en güzel yanıtı tarih verecektir . Biz şimdi buraya iz düşelim bakalım neler olacak ileride . Laiklik yandaşları mı ? Yoksa Çiçek gibi düşünenler mi " maganda" sıfatıyla anılacak ?
"Papa"lık durumlar
Bu sorgunun ardından neredeyse Dünya'nın gündeminin en önemli konularından biri olan gündeme "aylakça" bir göz atalım . PAPA TÜRKİYE'de ... İslama yönelik çıkışından , ziyaretinin planına , karşılanmasından konaklamasına, kiliselerin birleşmesinden ekümenlik olayına, trafiğinden çilesine , Türkçe konuşmasından giydiği kıyafete kadar "papalık" durumlar girdi gündemimize . "Papa trafiği" vb. gibi ...
Avrupa'nın ve Türkiye'nin geçmişi
Geçmişi 2000 yıl öncesine dayanan bir din ve bu dinin geçmişinde kalan karışık gerçekleri , parçalanmışlık bölünmüşlük ve ardından ortaya çıkan dini fazlasıyla aşan siyasi politik , ekonomik , yönetsel güç kavgaları savaşları , dünyanın gündeminde yeniden ve hızla yükselen din odaklı gerginlikler ... Hristiyan dünyasınan birkaç fotoğraf . Avrupa veya modern dünya biryandan siyasi, politik, ekonomik , bilimsel birçok gelişmeye imza atarken bu durumu kriterlerle düzenleyip herkes için aynı olması gayesini güddüğünü ifade ederken, diğer yandan da çağdaş bir yönetimin en önemli özelliklerinden biri olarak devletlerin dini olmaz yaklaşımını yani "laik devlet" anlayışını bu anlamda nekadar kritize ediyor vaya kriterleştiriyor tartışılır. Yeri geldiğinde İslam nüfusunun yoğun yaşadığı ülkeleri , çoğrafyaları etkisi altında olduğu iddia edilen din nedeniyle sorumlu ya da geri kalmış gören , o dini olayın sorumluluğuna kadar götürecek yaklaşımlar güden , dinin bu ülkelerde siyasi iradeye etkisinin önemi üzerinde duran , bunu bahane eden yada eleştiren yaklaşımını biliyoruz . Bunların doğru olduğunu kabul edebiliriz ki ediyoruz , bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti "laik" olduğunu anayasasının değiştirilmez maddelerinden biri haline getirmiştir . (Bu yüzden vatandaş haykırıyor buna uygun yönetim göstermeyen başbakınının yüzüne karşı laiklik isteğini . ) Hem de bunu geçmişi 1000 yıla dayanan bir tarihsel ve din altyapılı yönetsel geçmişten kopararak . Daha da önemlisi bugünkü fotoğraflara baktığımız da gördüğümüz manzaraları sorgulatan İslam dünyası için papalık patriklik gibi sıfatlara bezetebileceğimiz " İslam Halifesi" kavramını tarihe gömerek ve bu cesareti ve devrimi gerçekleştirerek . Biz halifemizi tarihe gömerken , modern batı (!) kiliselerinin birine (katolik) devlet yapısı kazanadırmış ve hertürlü gelişmede fetvasına ve görüşüne gizli ya da açık gereksinme duymuş duymaya devam etmiş , diğerine (ortadoks) ise "ekümen" sıfatı katmak , ve sanırım gizlice körükledikleri din savaşlarına doğru giden gelecekte , bu bin yıllık kavgalı hristiyan dünyasının arasını düzeltip birleştirerek , oluşabilecek islam ya da din savaşlarına karşı tek bir güc ve birlik içinde haraket etme stratejisini gerçekleştirmek amacındadır.
Tarikatlar, imam hatipler, ruhban okulu ekümenlik ve gerçek
Bugün ülkemiz topraklarında da illagal olarak çalışan tarikatlar mevcuttur . Hepsininde amacı yukarıda vurguladığımız eleştirdiğimiz antilaik düzene özen ve istek duymak ve kavuşmaktır . Burası bizim de gerçeğimizdir ama biz buna engeli Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken koymuşken , diğerleri bunu resmileştirme ve yasallaştırma peşindendir . Tarikatların, tekkelerin yasaklandığı ülkede , imam hatipler , ruhban okulları ve ekümenlik gibi din içerikli ve odaklı sorunlar sürekli başımızı ağrıtmaktadır . Bu tespit olayı bence tüm çıplaklığıyla göz ününe sermektedir .
Atatürk AB keriterlerine ve normlarına ters , çünkü ?
İşte bu batı halen bilinçaltından ve üstünden dini atamamış olan topluluk , geçimişinde ve tarihinde en önemli yerlerden birini islam dini , medeniyeti ve kültürünün yer aldığı Türkiye'nin 80 yıl önce "laik" bir yönetimi seçmiş olmasını "islam halifesini" tarihe gömen bir devrime imza atmasını değerlendirebilecek yetiye, kabiliyete bana göre sahip değildir ve olmadığını da göstermektedir . Planlı bir oyunun parçasıda olabileceği söylenebilecek "Atatürk " odaklı değerlerin eleştirilmesi , AB toplantılarında gündeme gelmesi ve Atatürk'ün neden unutturulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır . Fotoğrafa bakan herkes bunu rahatça görebilecektir.
Kim gerçek laik ?
Çağdaş , modern , bilimsel batı (!) , halen papalığı ve patrikliği haçlı seferlerini ve felsefesini yönetim anlayışında ve politikasında gündemde tutarken , kapısında güya yalvaran bir ülkenin Avrupa'nın iki "laik" ülksinden biri olduğunu görmezden gelme aptallığını yediğimizi sanıyor .
Modern dünya şunu unutmamalıdır ; ekonomik , teknolojik ve bilimsel güç Avrupa'ya aydınlamadan sonra değer katmıştır , ama bu aynınlanmanın ve gücün arkasında ki sömürgeci, işgalci gücü ve arkasına dayandığı dini olguyu göz ardı edemeyiz . Birde arkasına dayandığı birçok tarihi değeri, gücü vb şeyi , çağdaş,modern ve gerçek bir "ulus" yaratmak uğruna reddetmiş bir topluluğun ve liderlerinin yarattıkları ülkeyi doğru anlamalı , irdelemeli ve etüt etmeleri gerekir ! Bunun ardında herkes için önemli mesajlar olacaktır.
Doğrular herkes için eşit ve adil oldukça kabul görür ama gelecek maalesef karanlık
Ne Papa' ya ne AB'ye ne de birbaşka şeye körükörüne karşı ya da destek değiliz . Doğru olan , gerçek olan , samimi olan , adil olan , hakça ve insan için olan , eşitlikçi, ayrılıkçı olmayan , dine , dile , ırka göre politikalarını üretilmediği çağdaş ve samimimi bir yönetim anlayışının dünyayı geleceğe taşıyabileceğini düşünüyorum . Bu anlamda gelecek oldukça karanlık ve kaos içinde görünüyor !
Tarih ve Kutsal Toprak Ana'nın adaleti
Tarih gücün sürekli bir topluluğun elinde kalmadığını açıkça göstermektedir . Dünya canlı ve yaşayan bir gezegendir , Toprak Ana demek bile bunun kanıtıdır . Yarın annemizin kızıp ortalığı kasıp kavurmayacağı ne malumdur ? Şarkınında dediği gibi " Bu dünya ne sana ne bana kalmaz , Sultan Süleyman'a kalmadı ..." kimseye kalmayacaktır . Geride ancak " gerçek ve insani " değerlerin önemsendiği ve yüceltildiği yaşamdan izler kalacaktır .
Küresel Isınma , Nükleer tehdit , Silahlanma ve Savaşlar , Zehirli Atıklar , Doğa Katliamları
Ne papalık ve patriklik ne de halifelik vs. Kısaca hepsi " gazel" bana göre , dünya hızla sona doğru ilerliyor , güzel günler için hepbirlikte ve samimi olalım ...


Aylak "Maganda"
30 Kasım 2006

(Fotoğraf : M.Yasargun- Ne olacak halimiz )

1 Comments:

Anonymous Adsız said...

Koca Papa(z)

(Demirel bu anısını bir tv kanalında anlatmış, Ben de Fikret Bila' dan okudum) "Papa 1966'da da Türkiye'ye gelmişti. Ben o zaman başbakandım. Papa, Efes'e gitmek istemiş. Ben de o zaman dışişleri bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil'e dedim ki, 'al Papa'yı İzmir'e, oradan da Efes'e götür'..Sabri Bey, Papa'yı İzmir'e götürmüş, oradan da arabayla Efes'e gidiyorlar. Arabanın arkasında sağda Papa, solda da İhsan Sabri Bey oturuyor.Papa özel kıyafeti içinde. Vatandaşı selamlayarak gidiyorlar.Bazen vatandaşlar durduruyor arabayı. Böyle bir anda bir kadın arabaya yanaşmış, İhsan Bey'e demiş ki: - Koca Papaz hanginiz? İhsan Bey de: - Yahu, kadın demiş, benim papaza benzeyen bir tarafım var mı? İşte Koca Papaz bu, diye Papa'yı göstermiş, sonra sormuş: - Niye soruyorsun Koca Papaz'ı? Ne yapacaksın? "Hiç" demiş kadın: - Kızım hasta da okutacaktım."

İşte Anadolu insanının kültürü budur. Hoşgörüsü budur. Din adamına saygısı budur. Halktan seçimlerde güzel bir tokat yiyen Saadet partisi halen ateşe körükle gidiyor...Geçen gün Herkül Milas' ın bir yazısında okudum bir İtalyan gezginin 1788 yılında yazdıklarına bakın; "Londra ve Paris' teki hoşgörüsüzlüğü tatmış olanlar, burada bir kiliseyi, bir cami ile bir sinagogun arasında, bir dervişi bir keşişin yanı başında görünce çok şaşıracaklar.Kendi dininden böylesine farklı bir dini bu hükümet nasıl kabul eder anlamıyorum...Hele halk arasında ki hoşgörüyü yaşayınca daha şaşırırsınız: Türk, Yahudi, Rum, Protestan, iş ya da eğlence konusunda öylesine uyum içinde sohbet ediyorlar ki, sanki aynı ülkeden ve aynı dindenmişler gibi"....Fazla söze gerek var mı...Neler oluyor bize Allah aşkına? diyeceksiniz ki Papa İslam hakkında ileri geri konuştu bütün tantana bu yüzden...ben bu fikre katılmıyorum bana inanın şeriatçı tayfası bu olay olmasaydı da gürültü çıkartırdı...

http://www.gaykedi.blogspot.com/

7:22 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home