Çarşamba, Aralık 27, 2006

Mağra adamı olmaya doğru

" Toplumu oluşturan insanlar, sırtı mağara girişine dönük, kollarından birbirine zincirlerle bağlanmış tutsaklara benzer . Yalnızca arkadan gelen ışığın ( doğrunun, gerçeğin) içeriye yayılımıyla duvarda oluşan kendi gölgelerini görür, bu gölgelerle oyalanıp dururlar . Filazoflar ise kendilerini zincirden kurtararak , ne denli zor ve acı verici olsa da, yüzlerini ışığa(gerçeğe) cevirir, doğruyu görmeye , hayatın gerçek analamını çözmeye yönelirler . Ancak filazofların , görüdüklerini öbür insanlara anlatması , onları buna inadırması çok zordur. Çünkü tutsaklık da karanlık da onlara rahat gelir . Işığa bakıp gerçekleri görebilmek ise cesaret ister"
Platon - Mağra Adamı Benzetmesi

Pazartesi, Aralık 25, 2006

Aylak Adamın Güncesi -21-

Yılın son güncesi , Hıristiyan dostlara "mutlu noeller" dileyelim . Müslüman ve diğer dostlarında Kurban bayramlarını ve yeni yıllarını kutlayalım ...

- Uzayda çalışacak inşaat işçileri aranıyor : CAPE CANAVERAL - Uzay mekiği Discovery, 9 Aralık da yerel saat 08.47'de (TSİ 03.47) NASA tarafından Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden uzaya fırlatıldı. Discovery, yedi kişilik mürettebatı ve 11 milyon dolarlık kiriş parçasıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) doğru yolculuğuna başladı. Discovery, Güneş Sistemi'nde koloniler kurulabilmesine ve Mars'a gidilebilmesine olanak sağlayacak UUİ'nin inşasına yardımcı olacak. Astronotlar, 12 gün sürecek yolculukları sırasında öncelikle UUİ'yi genişletmek için yeni bir metal kiriş ekleyecek, ardından UUİ'nin tüm elektrik ve klima bağlantılarını yeniden yapacak. NASA Başkan Yardımcısı Bill Gerstenmaier, çok karmaşık olarak değerlendirdiği bu görevlerin yerine getirilmesi için toplam 19 saat sürecek üç uzay yürüyüşünün öngörüldüğünü belirtmişti.

- Konya’lı Avrupalılar : ABD Maine Üniversitesi sosyoloğu Profesör Jon T. Oplinger : Çatalhöyük ile günümüz insanı arasındaki DNA mutasyonu uyumu, Konya'da hâlâ yaşayan erkek nüfusun yüzde 40'ında görülüyor. Bugünkü Konya ile Çatalhöyük arasındaki bağ, sadece coğrafi olarak değil, nüfus itibarıyla da vardır." Aynı haberin devamında bilim adamı . Avrupalılarda görünen özelliklerinde bununla aynı olduğu ve Avrupa yerleşkesinin buradan çıkanlar tarafından oluşturulmuş olabileceğini söylüyor . Bu duruma espri ile yaklaşırsak , Avrupalılar Konyalıymış dersek sonrasındada AB’ye entegrasyonumuzda tüm krizleri aşan bu gerçekle AB milli marşını “Konyalım Türküsü” ne çevirmek bile işin sonunda olur mu ne dersiniz ? Düşünsenize , devlet başkanları salona giriyor ağır ağır ve tüm ciddiyeleriyle ve biryandan da “Konyalım”çalıyor , yanda halkoyunları ekibi kıvırtıyor . Nadide Sultan ‘da AB ikonu oluyor , Aman Tanrım !
- Bu arada 'Blog'çuların Davos'u olarak adlandırılan 'Web 3' adlı üçüncü Uluslararası Blog Konferansı Aralık 2006'da Paris'te yapıldı . Konferans, internetin sosyalleştirilmesi, katılımcı hale getirilmesi konusundaki yenilikleri gündeme getirmeyi hedefliyor. 36 ülkeden 1000 kadar internet oyuncusunun katıldığı konferansta blogküre, e-ticaret, yaşlı Avrupa ile Silikon Vadisi arasındaki ilişkiler ele alındı. (aa, afp)
- Hard Rock Cafe artık Kızılderililerin : Dünyanın dört bir yanında şubeleri olan Hard Rock Cafe zinciri, yaklaşık bir milyar dolara, Hollywood'da kumarhane işleten Seminol adlı Amerikan yerli kabilesine satıldı. ( Artık bu tişörtlerden birini giyebilirim )
- Poltik Yalakalıkta son nokta - Eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay ile eski Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun yürüttüğü ve “Müslüman-sol" kimlikle de tanımlanabilecek yeni siyasal hareket, çalışmalarını noktalama aşamasına geldi.
- Arınç’tan yine ilginç bir yumurta daha : “Sayın Sezer ve Sayın Sezer gibiler mutlaka siyaset yapmalıdır. Siyaset yapan halkı tanır. Siyaset insanı eğitir. 'Terbiye eder' diyeceğim de yanlış anlaşılır diye söylemiyorum.”
- Devlette kavga ve kriz : Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın, hükümetin AB Komisyonu'na ilettiği öneriyi "Televizyondan öğrendim" demesinin ardından Cumhurbaşkanlığı da bir açıklama yaparak, "Cumhurbaşkanı Sezer doğrudan ya da dolaylı olarak bilgilendirilmemiştir" dedi Tayyipçe yanıt gecikmedi : Başbakan Tayyip Erdoğan, bir liman ve bir havalimanının Rumlara açılması önerisinden önce bilgi verilmediğini açıklayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'a "Sözlü görüşmeler için de size mi soracağız?" yanıtını verdi.
- Bir tarihin sonu ( 2 ölüm) : Şili'nin eski diktatörü Augusto Pinochet, 3 Aralık'ta kalp krizi geçirmesinin ardından kaldırıldığı hastanede dün öldü. 21 Yıl Türkmenistan'ı dikatatörlükle yöneten Saparmurat Niyazov ( Türkmenbaşı ) 'da öldü . Ne diyelim işleri tanrıya kalmış , tanrı taksiratlarını affetsin ( zannetmem ama ) ...
- Orhan Pamuk’a Nobel Ödül töreninde yapılan büyük jest : İsveç Akademisi'nin daimi sekreteri ve Nobel Ödül Komitesi üyesi Horace Engdahl Pamuk’u ödül için davet ederken yaptığı konuşmadan alınıtı "Pamuk, doğduğu kenti, Dostoyevski'nin Sen Petersburg'u, James Joyce'un Dublin'i ve Proust'un Paris'i yaptığı gibi, vazgeçilmez edebiyat toprağı haline getirdi" Engdahl, Pamuk'un ödülünü vermek üzere kralı davet ederken çok şık bir jest yaptı. Engdahl, Pamuk'a Türkçe olarak, "Sizi İsveç Akademisi adına içtenlikle kutluyorum. Majesteleri İsveç Kralı'nın elinden ödülünüzü almanızı rica ediyorum"...
- Bize göre yeni bir olgu ‘ Çevre Diplomatı’ : İngiltere, atmosfere saldığı karbon oranında gösterdiği hızlı artışla dünyanın 20. ülkesi olan Türkiye'ye çevre diplomatı atadı.
- Radikal Sokak Kitapları, dünyada "bookcrossing" adıyla tanınan bir hareketin Türkiye'deki temsilcisi. Amaç, kitapları özgürleştirmek, hapsoldukları kütüphanelerden çıkarmak; kentleri, ülkeleri hatta dünyayı gezmelerini böylece çok daha fazla okunmalarını sağlamak. Üstelik bu yolculuğu baştan sona izlemek, kitabı en son nerede, kimin okuduğunu bilmek ve okuyanların fikirlerini de öğrenmek mümkün. Ayrıntı için : http://www.sokakkitaplari.org/

- Kış uykusuna yatan insan : Japonya'da 35 yaşındaki Mitsukada Uçikoşi buzlarla kaplı bir dağda tam 24 gün "Kış uykusu"na (Hibernation) yatarak hayatta kalmayı başardı . Bu konu tıp ve bilim dünyasının son dönemde en fazla ilgilendiği olaylar arasında.Uçikoşi Batı Japonya'daki Rokko Dağı'na tırmanmak için ekimin başında tırmanışa geçmiş ,sonra gruptan ayrılıp, tek başına tırmanmaya başladığı sırada bilincini kaybetmiş , Onu 24 gün sonra bir yamaçta uyurken bulmuşlar. Vücut ısısı 22 derece olarak ölçüşmüş , nabzı duyulmuyormuş. Bütün hayati organları, bu konumda kendilerini kapatmış. Donma aşamasına yakın bir konumda kış uykusuna yatarak, yaşamayı başarmış. Beyni hiç zarar görmemiş ,hiç su içmemiş . Vücut ısısını yükselterek tedavi edildikten sonra da normal yaşama dönmüş... Bu önemli olayın üzerine gidileceği çok açık .
- Soul muziğin efsanesi James Brown hayata veda etti. 'Soul müziğinin babası' olarak tanınan efsanevi şarkıcı James Brown zatürre teşhisiyle kaldırıldığı hastanede 25 Aralık 2006 da yaşamını yitirdi.
- Nükleer Tehdit : İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, BM Güvenlik Konseyi’nin ülkesi aleyhine kabul ettiği yaptırım kararını, "yırtık bir kağıt parçasına" benzetti, batılıların pişman olacaklarını iddia etti.
Yeni yıl notu : " Sana mutlu seneler , iyi yıllar demeyi çok istiyorum 'Kutsal Toprak Ana' (Dünya) , gerçekten çok istiyorum , hatta diyorum da ancak mutlu ve iyi olacak mı ondan çok şüpheliyim , hatta buna inanmıyorum, inanmadan manasız bir dilekte bulunuyormuş gibi hissediyorum ... Üzgünüm bağışla beni , daha güzel bir geleceği armağan etmek isterdim sana ... Yıllardır masal gibi anlatılan, dinletilen, dinlenen küresel ısınma felaketi , artık açık ve seçik yüzünü gösteriyor, susuzluk, kuraklık, doğal afetler vs. insanlığın yaşamının bir parçası haline gelmeye başladı , daha da artacak gibi . Yine sudan (!) sebeplerle yaratılan savaşlar milyonlarca masum insanın ölümüne sebep oldu bu yılda ve hızla devam ediyor önümüzdeki yıla koşarken ... Nükleer tehdit dünya gündeminden hiç düşmüyor , çıkar ve güç uğruna seni yoketmekten geri kalmıyor üvey evlatların (!) ... Yediğimiz neredeyse hiçbirşey artık doğal değil , uykularımız ve uyanık hallerimiz bile hormonlu artık herşey içiçe geçmiş halde , karmaşık ... Çocuklar cinsel istismara uğruyor , kadınlar hala dövülüyor , sapkın cinsel tercihler doğallıkmış gibi dayatılıyor çocuklarımızın gözü önünde bizlere , insanoğlu tüm etik değerlerini bütün hızıyla yitiriyor. Alternatif görüş ve yaklaşımlar çağlar öncesinin ilkelliğinden öte birşey değil ... Kısaca insan denilen biz evlatların senin artık bildiğin insanlardan değiliz , biz çok başka birşey olduk ve tüm hızımızla sona doğru koşuyoruz , Bağışla bizi Kutsal Toprak Ana !
Yinede yanılmak istiyorum herşeye rağmen : Mutlu bir 2007 yılı dilemek geçiyor içimden ...
İyi seneler
Karikatür : İsim ve çizeri bilmiyorum
Derleyen Yorumlayan : Atlantisli Aylak

Çarşamba, Aralık 13, 2006

UNESCO - NOBEL ve ATATÜRK

Küreselleşen dünya kendi düzeni içinde yeni kurallar ortaya çıkararak ulusal değerleri ve onları yaratanları heryerde hiçe saymaya ve söylemlerini yoketmek üzeri yoğun bir çalışma gerçekleştiriyor. Gerçi bu daha çok ana aktörlerin kendi değerlerinden çok oyuncakları olarak gördükleri diğer unsurlar için daha geçerli bir düşünce demek daha doğru olacak . AB'nin şu yaşanan sıcak gelişmelerde ve kriterlerinde Atatürk ismine ve devrimlerine nasıl bir alerji duyduğu çeşitli uygulamalarda ve yotumlarda net bir şekilde ortaya çıkıyor ... Başta bulunan siyasi iktidarında tabanını ve ruhuda bu konuyla mutabakatlı olduğu için içte ve dışta bir Atatürk kıyımı yoğun bir şekilde devam ediyor... Kısaca Atatürk olgusu bu çevreleri müthiş bir şekilde rahatsız ediyor . Dünyaya zamanında ilham vermiş özgürlüklerin ateşleyicisi olmuş bu büyük insan günümüzde hiç edilmeye çalışılıyor . Bu başarılıyorda , İlköğretim öğretmeni arkadaşım ısrarla altını çizdi geçenlerde " Al incele ilköğretim kitaplarını , Atatürk'ün izine rastlayamayacaksın , yada rastladığın şey Atatürk olmayacak " derken olayın vehametini ortaya koyuyordu ...
Ben burada iki alıntı yapacağım , bence manidar ve ilginç özellikler taşıyor ... Değerlere dil uzatmayı düşünce özgürlüğü ile açıklayan , düşünce özgürlüğü ikiyüzlülüğü ardına sığınılan aydın görünümlü yaklaşımlara işi Atatürk'e kadar dayatanların ve bunu masumane bulanların da dikkatini çekeceği kanaatiyle ...
UNESCO'nun gözüyle ATATÜRK ve Yılı
UNESCO Genel Kurulu ‘nun oybirliği ile aldığı kararda Atatürk söyle tanımlanmaktadır:

Atatürk Kimdir ?
Uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi . Olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci. Sömürgecilik ve yayılımcılığa karşı savaşan ilk önder. İnsan haklarına saygılı. Dünya barışının öncüsü. Bütün yaşamı boyunca kişiler arasında renk, din ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu.

27 Kasım 1978 UNESCO

Ayrıca 1981 yılı UNESCO tarafından "Dünyada Atatürk Yılı" olarak kabul edilmiştir .
ATATÜRK , VENİZELOS VE NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ ADAYLIĞI
Zamanın Yunanistan Başbakanı Venizelos'un, Atatürk'ü Nobel'e aday gösteren mektubu, 12 Ocak 1934 tarihini taşıyor. Mektup, Norveç Nobel Ödülü Komitesi Başkanlığı'na yollanmış. Şu satırlar yer alıyor "Bir ulusun yaşamında, bu kadar kısa bir süre içinde böylesine köklü bir değişme çok ender olarak gerçekleşmiştir (...) Barışı güçlendirme hareketi, yeni ve seçkin Türk Devleti'ne bugünkü görüntüsünü veren tüm iç reform hareketleriyle birlikte yürümüştür. Türkiye yabancı öğelerin yerleşmiş olduğu illerini terk etmekte duraksamamış ve kendi ulusal sınırları ile içtenlikle yetinerek Yakındoğu'da barışın gerçek bir savunucusu olmuştur (...) Barışın borçlu olduğu değerli katkının sahibi olan kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'dır (...) Yakındoğu'da barışa doğru yeni bir dönem başlarken Mustafa Kemal paşa'yı, Yüksek Nobel Barış Ödülü için aday göstermekten onur duyarım."
Yunanistan Başbakanı Venizelos
Yazı ve derleme : Atlantisli Aylak